İsraf ve Tasarruf Araştırmamız Marketing Türkiye Dergisi’nde

İsraf ve Tasarruf Araştırmamız Marketing Türkiye Dergisi’nde

Türkiye ekonomisinin önemli yapısal sorunlarından biri de tasarruf oranlarının düşük olmasıdır. Bu durum özellikle 2018 sonrası ekonomideki olumsuz gelişmeler ve üzerine pandeminin de eklenmesiyle birlikte daha yoğun bir hale geldi.

“Mevcut hane halkı gelir gider dengesi nasıldır?” sorusuna verilen yanıtlar incelendiğinde, yalnızca %22,3’lük bir dilimin gelirinin giderinden fazla olduğu görülmektedir. Özellikle yüksek enflasyonun devam etmesi ve reel ücretlerdeki artışın bunun altında kalıyor olması, mevcut gelir gider dengesizliğinin bir süre daha devam etme ihtimalini bize göstermektedir.

Gelir Gider Dengesi

“Pandemiden önce tasarruf yapıyor muydunuz?” sorusuna verilen yanıtlar incelendiğinde, özellikle C1 grubunun AB ve C2 gruplarına görece bir miktar daha fazla tasarruf imkanı olduğu görülmekte. Bu durumu oluşturan unsurları şöyle özetleyebiliriz. AB grubu görece geliri yüksek olmakla birlikte, daha nitelikli mesleklere sahip olması nedeniyle orta gelir grubuna göre daha az gelecek kaygısı taşımaktadır. Bu da tasarruf eğilimlerine yansımaktadır. C2 grubuna göre farkı ise C1’in gelecek kaygısında ortaklaşmakla birlikte, bir miktar daha fazla gelir elde edebildiği için tasarruf yapabilme imkanı da C2’ye göre görece biraz daha fazladır.

Pandemi öncesi tasarruf

Yine Pandemi öncesi toplamda %65’lik bir grubun az ya da çok tasarruf yapabildiği görülmekteyken, pandemi sonrasında son bir yıl içerisinde bu oran %46,2’ye kadar gerilemiştir. Bu durum, gerek makro ekonomik durumlar açısından gerekse üretim ve yatırımların seyri açısından olumsuz anlamda kayda değer bir durumdur.

Yine Pandemi etkisiyle birlikte iki farklı durumla daha karşılaşmaktayız. Birincisi Pandemi öncesinde yeteri kadar tasarruf yapabilenlerin bir kısmı özellikle bu süreçteki gelir kaybı nedeniyle yeterince tasarruf yapamadığını ifade etmektedir. İkincisi Pandemi öncesinde tasarruf yapamayanların bir kısmı da tasarruf yapabilir hale geldiğini belirtmektedir. İlkindeki durumun sebebi gelir kaybı iken, ikincisindeki yani; tasarruf yapamazken yapabilir hale gelenlerin bunu yapabiliyor olmasının nedeni; özellikle kapanma dönemlerinde işletmelerin kapalı olması, AVM’lerin eskisi kadar ziyaret sıklığına erişilememesi nedeniyle önceki zamana göre harcamalarında bir düşüş olması etkendir.

Pandemi dönemi tasarruf

Yine biraz da zamanın ruhunu yakalayabilmek açısından, pandemi döneminde tasarruf için tercih edilen ilk kalemleri anlamaya çalıştığımızda, karşımıza sosyalleşme nedeniyle harcama ihtiyacı olan kalemlerin ilk feragat edildikleri karşımıza çıkmaktadır. Örneğin; sosyalleşen bir insanın kişisel bakım, iyi görünüm, iyi hissetme amacıyla yapmış olduğu giyim ve kozmetik harcamaları tasarruf yapılan kalemler içerisinde ilk üç sırada, ilk üç maddenin ikisini oluşturmaktadır. Yine sosyalleşme harcamalarının tasarruf kalemleri içerisinde ikinci sırada olduğunu da görmekteyiz. Yani daha az sosyalleşme, iyi görünmeye ve iyi hissetmeye daha az harcama yapılmasını ortaya çıkarmıştır.

Toplum (Türkiye’nin yakın geçmişinde ekonomik çalkantıların sık görülmesinin de biraz etkisiyle) tasarruf yapma ihtiyacı hissettiğinde önce kendinden başlama eğilimini geliştirmiştir. Bu nedenle “Genellikle hangi alanlarda tasarruf yaparsınız?” sorusuna verilen yanıtlar içerisinde kişisel zevkler, giyim ve kozmetik kalemlerinin ilk sırada geldiği görülmektedir.

Tüketicilerin ana harcama kalemlerinden oluşan gıda alanında nasıl tasarruf yaptıkları incelendiğinde; ilk sırada dışarıdan yemek yemek yerine, evde yemek hazırlamaya özen gösterdiği çıkmaktadır. Bu durumu oluşturan birkaç motivasyon olduğunu öngörmekteyiz. Bunlardan bir tanesi özellikle (dışarıyla temasla da ilişkilendirilerek) dışarıdan herhangi bir şeyin evin içerisine girmesini tercih etmeme motivasyonunun ilk sırada olduğu düşünülmektedir. Öte yandan evde geçirilen bu kadar uzun süre (sosyal medyada oluşan trendlerin de desteklemesiyle birlikte) tüketicilerde mutfağını ve yemek becerilerini yeniden keşfetme fırsatı yaratmıştır.

Giyim alanında yapılan alışveriş davranışları incelendiğinde; çok kez ihtiyaç olmasa da iyi hissetme nedeniyle ihtiyaç dışı ürünlerin alındığı görülmektedir. Buradan yola çıkarak giyim alanındaki tasarrufun nasıl yapıldığı incelendiğinde ilk iki sırada ihtiyacım dışında eşya almıyorum ve çok beğensem de fazla pahalı eşyalar almaktan kaçınıyorum yanıtlarının geldiği görülmektedir. Bu durum bize aslında giyim alanında özellikle iyi hissetme duygusundan tasarruf edildiğini açıklamaktadır. Benzer bir tutumu kozmetik alanında da görmekteyiz.

Tasarrufun iki ana motivasyonunun yine bugün de güncelliğini koruduğunu görmekteyiz. Bunlardan bir tanesi geleceğe yatırım, ikincisi ise geçim sıkıntısıdır. Fakat pandemi ile birlikte geçim sıkıntısına dair duyulan kaygı, geleceğe yatırım için oluşan beklentinin önüne geçmektedir. Yani bugünü kurtarmakla, geleceği inşa etmek arasında özellikle şu dönemde bugünü kurtarmak az farkla da olsa öne geçmektedir.

Markalardan beklenti

İsraf konusunda markalardan beklentilerin neler olduğuna bakıldığında; beklendiği üzere ilk sırada uygun fiyatlandırma yanıtı gelirken, sonrasında tüketiciler tarafından farklı ifade biçimleriyle geri dönüşüm konusunun öneminin altı çizilmektedir. Özellikle bu dönemde israf hassasiyetinin tüketicilerde yüksek olması nedeniyle firmaların iletişimlerinde geri dönüşüme nasıl bir yatırım yaptığı, nasıl bir çaba harcadığı, bu konuda nasıl bir vizyona sahip olduğuna yer verilmesi, tüketici tarafında daha fazla farkındalık ve daha fazla olumlu duyguların oluşması potansiyelini taşımaktadır.

Araştırma; Aksoy Araştırma tarafından Marketing Türkiye için yürütülmüştür.

Araştırmanın amacı, pandemi dönemi öncesi ve sonrası tasarruf yapma oranlarını incelemek, tasarruf konusunda tercih edilen alanları ölçümlemek, marka bazında israf konusunda firmalardan beklentileri ölçümlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.

Zamanlama: 12 Mart 2021

Veri toplama yöntemi: Mobil Panel (Eşzamanlı)

Örneklem: %95 güven aralığında %4 hata payı ile 600 görüşme

Örneklem yöntemi: Türkiye temsili cinsiyet, yaş ve NUTS1 bölge dağılımı kotası uygulanmıştır.

Ortalama görüşme süresi: 8,4 dakika

Detaylı rapor için o.sekerusta@aksoyarastirma.com adresine email atabilirsiniz.

Önceki Türkiye Monitörü 15. Hafta Enflasyon Araştırması Sonuçları Açıklandı
Sonraki Türkiye Monitörü 15. Hafta Sonuçları Açıklandı

Benzer içerikler

Basında Aksoy Araştırma

Milliyetçi Tüketicilerin Tüketim Alışkanlıkları Araştırmamız Marketing Türkiye Dergisi’nde

Son yıllarda Türkiye’de milliyetçilik oldukça zirve yapmış durumda. Bir yandan hükumetin “yerlileşme ve millileşme” politikaları bir yandan doların önlenemez yükselişi yeni bir milliyetçi akımı da beraberinde getirdi. Peki, bu gerçekten tüketim

Basında Aksoy Araştırma

Suriyelilere Bakış Araştırmamız Halk TV’de

Türkiye Monitörü araştırmamızda yer alan ‘Toplum, Suriyeli göçmenlere nasıl bakıyor?’ ile ilgili bölümün sonuçları açıklandı. Halk TV Kayda Geçsin programında gündeme getirilen çalışmamızda ‘Cumhurbaşkanı olsaydınız Suriyeliler ile ilgili ne karar

Basında Aksoy Araştırma

Aksoy Araştırma “Z Kuşağı Araştırması” ile Marketing Türkiye Dergisi’nde

Marketing Türkiye adına #Aksoy Araştırma tarafından gerçekleştirilen “Z Kuşağı Araştırması’nda gençlerin yeni trenlerinin neler olduğu öğrenildi. 14-18 yaş arasında olan gençlerin yaşamını gözler önüne seren “Z Kuşağı Araştırması”nda gençlerin hangi sanatçıyı sevdiğinden, harçlıklarını